Giriş

2020 yılında, merkezi olmayan stabilcoinlerin piyasa değerinin 20 katın üzerinde arttığı görüldü. Bu %2000'in üzerinde bir artış. Bu merkezi olmayan platformlardan yola çıkan, stabilcoin DAI'dir. DAI ekosistemi MakerDAO protokolünden geliyor ve bir yıl içinde 100 milyondan 4 milyar değerine yükseldi. Artış çok büyük olmasına rağmen, merkezi olmayan stablecoinlerin mevcut pazar payı hala toplam stablecoin pazarının %10'undan daha az. Merkezsizleşmeye ve yoğun KYC/AML merkezi borsalardan toplu çıkışa yönelik genel hareketlerle birlikte, gerçekten merkezi olmayan stabilcoinler için potansiyel piyasa değeri, şu anda sahip olduğundan çok daha büyük.

DeFi kullanıcıları tarafından geniş çapta kabul görmesi ve kullanılması için, merkezi olmayan bir stabilcoin protokolünün en azından aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekir:

✔️ Yüksek fiyat istikrarı: Fiyat, 1 dolar değerine sabitlenmelidir. Değer sabitini 1$'da tutmak için uygulanan protokoller, bir stabilcoin tokeninin bütünlüğü ve güvenilirliği için çok önemlidir.

✔️ Yüksek derecede merkeziyetsizlik: Protokolün çalışması, merkezi bir altyapıya - tek bir hata noktasına - dayanmamalıdır. Buna merkezi teminat, merkezi protokol yönetimi vb. dahildir. Bu tamamlayıcı yön olmadan, merkeziyetsizlik kavramı geçerli değildir.

✔️ Yüksek ölçeklenebilirlik: Stabilcoin arzı, stablecoin talebindeki artışla birlikte sorunsuz büyüyebilir. Bu özellik açık değilse, protokol kullanıcılar tarafından yaygın olarak kullanılamaz.

Yukarıdaki özelliklerin hepsini aynı anda karşılayabilecek merkezi olmayan bir stabilcoin protokolü yoktur. Spesifik olarak, mevcut merkezi olmayan stabilcoin protokolleri kabaca aşağıdaki üç kategoriye ayrılabilir. Avantajlarını ve dezavantajlarını gruplara göre analiz edelim:

İlk kategori aşırı teminatlandırılmış stabilcoin’lerdir (DAI, sUSD, vb.). Bu tür stabilcoinin avantajı, fiyatın desteğe sahip olması ve 1 doların altına düşmemesidir. Dezavantajları aşağıdaki gibidir:

̶S̶e̶r̶m̶a̶y̶e̶ ̶k̶u̶l̶l̶a̶n̶ı̶m̶ ̶o̶r̶a̶n̶ı̶ ̶d̶ü̶ş̶ü̶k̶t̶ü̶r̶. 1 stablecoin üretmek için aşırı teminatlandırılacak varlıkları her zaman 1 dolardan fazla kullanmak gerekir.

̶Ö̶l̶ç̶e̶k̶l̶e̶n̶e̶b̶i̶l̶i̶r̶l̶i̶k̶ ̶d̶ü̶ş̶ü̶k̶. Stabilcoin üretmek için aşırı teminatlandırmanın kullanılması, teminatı likidasyon risklerine maruz bırakacağından, kullanıcının stabilcoin üretme isteği en fazla kullanıcının borçlanma talebine eşittir, bu nedenle stabilcoin arzı genellikle talebin büyümesiyle etkin bir şekilde artamaz. Sonuç olarak, stablecoin'in fiyatı 1 doların üzerine çıkar.

̶M̶e̶r̶k̶e̶z̶i̶y̶e̶t̶s̶i̶z̶l̶i̶k̶ ̶d̶e̶r̶e̶c̶e̶s̶i̶ ̶d̶ü̶ş̶ü̶k̶t̶ü̶r̶. Düşük ölçeklenebilirlik sorununu çözmek için Maker protokolü, DAI oluşturmak için gerçek dünya varlıklarını teminat olarak kabul etmeye başladı, bu da Maker protokolünü merkezi olmayan bir stabilcoin protokolünden ziyade bir borç verme protokolüne daha çok benzetiyor.

İkinci kategori algoritmik stabilcoin’lerdir (ESD, BAC, vb.). Algoritmik stablecoin, genellikle herhangi bir teminatı olmayan ve fiyat istikrarını sağlamak için tamamen algoritmaya dayanan bir stablecoin'i ifade eder. Şimdiye kadar, bu tür protokollerin tamamı temel fiyat istikrarını garanti edemez ve genellikle bir ölüm sarmalına girer. “Banka yığılması” (daha sonra açıklanacaktır) genel sebeptir.

Üçüncü kategori, yukarıdaki iki tür stabilcoin harici diğer tüm stabilcoin’lerdir. Yaygın isimler, aslında bu stabilcoin kategorisine atıfta bulunan kesirli-algoritmik stabilcoin ve kesirli teminatlı stabilcoin içerir. Bu tür stabilcoinlerin temsilcileri arasında Frax, Fei vb. bulunur. Aşağıda bu iki protokolün ilgili sorunlarını analiz ediyoruz.

Frax protokolü bir açığa satış satıcısı tarafından saldırıya uğradığında, ölüm sarmalıyla sonuçlanan bir "Banka Yığılması" meydana gelir. Ayrıntılar şu şekildedir: açığa satış yapanlar stablecoin FRAX ve yönetim tokeni FXS'yi açığa alıyorlar(satıyorlar), FRAX'ın fiyatı 1 doların altına düşüyor, kullanıcılar USDC ve FXS almak için büyük miktarlarda FRAX kullanıyor ve kullanıcılar FXS satıyor, bu da FXS'nin fiyatının düşmeye devam etmesine sebep oluyor. FRAX fiyatı 1 doların altına düştüğünde, sistem teminat oranı artıyor, ancak şu anda hiçbir kullanıcı sisteme USDC yatırmak istemediğinden, FRAX'ı erken kullanan kullanıcılar daha fazla USDC alıyor ve FRAX'ı daha sonra kullanan kullanıcılar ise daha az USDC alıyor olacaklar. Kullanıcılar FRAX'i kullanmak ve FXS satmak için acele edecek ve sistem bir ölüm sarmalına düşecek.

Fei protokolünün doğrudan teşvik mekanizması gerçekte başarısız oldu. Bu mekanizmanın başarısız olmasının altında yatan neden, fiyat 1 doların altındayken stabilcoin satan kullanıcıları cezalandırmak, yani stabilcoin likiditesini yapay olarak azaltmaktır, ayrıca likidite, istikrarın gerçekten ayrılmaz bir yönüdür. Fei protokolü, çok sayıda kısa vadeli spekülatif kullanıcıyı FEI'yi Genesis'inde ETH ile basmaya çekti ve sonrasında FEI'nin likiditesini sınırladı. Bu kısa vadeli spekülatif kullanıcılar, FEI satmak için %10, hatta %100 cezaya çarptırıldı, bu da stablecoin FEI'nin uzun bir süre 1$'ın altında kalmasına neden oldu.

Şu anda, çeşitli stabilcoin protokolleri, fiyat istikrarı, merkeziyetsizlik derecesi ve ölçeklenebilirlik açısından takaslarla karşı karşıyadır. Ayrıca ortak olan iki temel sorun vardır: biri pozitif dışsallık, diğeri ise bütünleşme sorunudur.

Stabilcoin protokollerinin pozitif dışsallık sorunu: Stablecoin üretme ve sürdürme maliyetleri protokol ve kullanıcıları (madenciler, hissedarlar, tahvil sahipleri) tarafından karşılanır. Stabilcoin protokollerinden elde edilen değerin çoğu, diğer DeFi protokollerindeki işlem ücretleri dahilindedir. Bu sermaye, bu DeFi protokolleri tarafından ele geçirilir ve stabilcoin protokolünün kendisine hiçbir finansal fayda sağlamaz. Buna karşılık, DeFi platformlarındaki piyasa talebiyle karşılaştırıldığında, söz konusu stabilcoinin arz sıkıntısı anlamına gelebilir.

Stabilcoin protokollerinin entegrasyon sorunu: Herhangi bir stabilcoin protokolü tarafından yaratılan stabilcoin'lere olan talep, söz konusu stabilcoinin yerel stabilcoin protokolünün yanı sıra diğer DeFi protokolleri ile bütünleşme derecesine büyük ölçüde bağlıdır. Stabilcoin'lerin diğer DeFi protokolleri ile bütünleşmesi göz ardı edilirse, stabilcoin'lerin arz büyümesi ve istikrarı etkilenir.

Yukarıdaki iki konuda çelişkili bir yön var gibi görünse de - problemler nispeten basit bir şekilde çözülmektedir. Her şeyde olduğu gibi, ölçülülük anahtardır. Diğer platformlarla bütünleşme, bir miktar pozitif dışsallığa izin verse bile önemlidir - ayrıca, bunun yanında gelişen bir yerel ekosistem, fazla kendine güvenme veya fazla bağımlı olma sorununu çözer.

Mars Ecosystem’ine Giriş

Mars Ecosystem, merkezi olmayan yeni bir stabilcoin paradigmasıdır, stabilcoin oluşturulmasını ve kullanılmasını aynı sisteme entegre eder.

Mars Ecosystem’i üç parçadan oluşur: Birlikte olumlu bir geri bildirim döngüsü oluşturan Mars Treasury, Mars Stablecoin and Mars DeFi protokolleri.

Mars stablecoin, sabit fiyatlı, sermaye açısından verimli, ölçeklenebilir ve merkezi olmayan bir para birimidir. Mars Ecosystem’inin amacı, DeFi dünyasının merkez bankasını ve rezerv para birimini oluşturmaktır.

Mars Ecosystem’i aşağıdaki benzersiz yeniliklere sahiptir💡:

  • Hazine varlıkları sınıflandırma mekanizması

  • Para basma kontrol mekanizması

  • “Banka yığılması” karşıtı mekanizma

  • DeFi protokollerinin ve stablecoin'in aynı sisteme tamamlanma

Last updated